Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi
31.07.2016

Fakültemizden FETÖ ve Benzeri Yapılanmalar İçin Bildiri

Fakültemiz tarafından 15 Temmuz FETÖ darbe kalkışmasına karşılık kamuoyuyla bir bildiri ve çağrı metni paylaşılarak; vicdanımızı, din görüntüsü adı altında bozgunculuk tohumları ekenlere karşı dikkatli olunması gerektiğine vurgu yapıldı.

Konu ile ilgili Dekanımız Prof. Dr. Ramazan Altıntaş ile Öğretim Üyelerimiz Prof. Dr. Yusuf Işıcık ve Prof. Dr. Orhan Çeker, Anadolu Ajansı'na (AA) açıklamlarda bulundu.

Açıklamada; bu kalkışmayı şidetle kınadıklarını söyleyen Dekanımız Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, milletin birliğini ve beraberliğini bozucu bu tip hareketlere karşı her zaman demokrasinin, insan haklarının ve milletin menfaatlerinin yanında yer alınması gerektiğini vurguladı.

Altıntaş: "Bu yapı yüzünden maalesef alın teri ihlal edildi ve değişik hilelerle bu milletin çocukları gayret etmesine rağmen emeklerinin karşılığını alamadı. Hak etmeyen kimselere sınavlarda geçerli puanlar verildi. Bu da haram kazanç olarak gözükmektedir." dedi.

FETÖ İslam'ın Değerlerine İhanet Etti

İslam'da takiyyecilik olmadığını, ana yol olan ehl-i sünnet anlayışında bir Müslüman'ın Müslüman kardeşine karşı gizli hareket etmesinin söz konusu olmadığını aktaran Altıntaş, şöyle devam etti: "Maalesef bu yapı hedefine ulaşabilmek için makyavelist bir İslam anlayışına sahiptir ve her şeyi mübah görmektedir. Kur'an-ı Kerim'de, Hz. Peygamberin sünnetinde, alın terine, insanın emeğine saygı duyulması ve Müslüman'ın helal kazançtan yana tavır koyması gerektiği anlatılır. Bu yapı yüzünden maalesef alın teri ihlal edildi ve değişik hilelerle bu milletin çocukları gayret etmesine rağmen emeklerinin karşılığını alamadı. Hak etmeyen kimselere sınavlarda geçerli puanlar verildi. Bu da haram kazanç olarak gözükmektedir. İslam mahremiyete büyük değer vermiştir. Ama maalesef bu yapı mensupları mahremiyet alanlarını da deşifre, ihlal ederek bunu kötüye kullanmışlardır. Halbuki mahremiyetin İslamiyet’te dokunulmazlığı vardır. Ama görüyoruz ki İslam adına bu dokunulmazlık da ihlal edilmiştir. FETÖ İslam’ın değerlerine büyük ihanet etmiş ve büyük zarar vermiştir.”

FETÖ'nün Ehl-i Sünnetle Alakası Yoktur

Fakültemiz Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Işıcık da 40 yıldır faaliyette bulunan FETÖ'nün bugünlerde terör hareketi olarak karşılarına çıktığını aktardı. Kuruldukları tarihten bugüne kadar Kuran ve sünnetin ortaya koyduğu İslam adına güya toplumu bilgilendirmeye çalışan bu insanların, en sonunda İslam'ı parça parça eden bir yapıyla önlerine çıktığının altını çizen Işıcık, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu yapı, ehl-i sünnet ile hiçbir alakalarının olmadığını kendileri açığa vurdu. Çünkü ehl-i sünnette darbe yoktur. İslam ümmeti darbelerle sadece 20. yüzyılda karşılaşmadı. Hz. Osman'dan, Hz. Ali'den daha ehl-i sünnet bir insan düşünebiliyor musunuz? Fakat bu iki insanın hayatına darbeciler son verdi ve bunlar illegal dini düşüncelerin sahipleri insanlardı. Bugün de aynı şeyi gördük. Ömür boyu ehl-i sünnet İslam'ı iddiasında bulunan Fethullah Gülen, Hasan Sabbah, Hariciler gibi bir zihniyetle karşımıza çıktı. Halbuki İslam'da eğer toplumda bir takım şeylerin yanlış gittiğini görüyorsanız, çıkar anlatırsınız. Darbenin İslam'da yeri yoktur. Dolayısıyla ülke düzenini alt üst eden bu girişimlere sebep olan, bugüne kadarki darbelerde hiç görmediğimiz kadar adam öldüren bu girişimi nefretle kınıyor ve lanetliyorum."

Işıcık, Kur'an-ı Kerim'in, başkalarıyla ittifak yaparken Müslümanların zarar görmemesi şartını koştuğuna işaret ederek, "Kuran'da eğer Müslümanlara zarar verecek bir ittifak yapılırsa, o insanların Allah ile zerre kadar alakasının kalmadığı vurgulanıyor. Bu insanların İslam'ın dışına çıktıklarına inanıyorum. Müslüman'ı zararı sokarak dış güçlerle herhangi bir nedenle ilişki kurulamaz." dedi.

İnsan Öldüren, Kul Hakkına Giren Mutlaka Bunun Ceremesini Çekmelidir

Fakültemiz Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Çeker ise FETÖ'nün bu kalkışmasına "darbe" kelimesini az gördüğünü ifade etti. Bugüne kadar hiçbir darbede kamuya ait bir yerin bombalanmadığını ve halka karşı silah kullanılmadığını hatırlatan Çeker, 15 Temmuz’daki kalkışmada ise TBMM ve kamu binalarının bombalandığını, hedef gösterilmeden halka ateş açıldığını, bu nedenle bunu topluma açılmış bir savaş olarak gördüğünü belirtti.

Kur'an'da bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmek anlamına geldiğinin yazıldığını anlatan Çeker, şöyle devam etti: "Peygamber Efendimiz savaşlarda bile karşı tarafın çok az zayiatla işini bitirmeyi planlamıştır. Savaşta bile karşı tarafın mümkün olduğu kadar öldürülmemesini planlayan bir dinin mensubu olarak, insan öldürmeye şiddetle karşıyız. İnsan öldüren, kul hakkına giren ve kamu malına zarar verenler mutlaka bunun ceremesini çekmelidir. Bu konuda kul hakkına riayet ederek, özellikle suçlular seçilerek cezalandırılmalıdır."

Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin kamuoyuna çağrı metni için tıklayınız.