Üniversitemiz Senatosu Tarafından Fahri Doktora Verilen Ünlü Sanatçı Ahmet Hatipoğlu Vefat Etti

24.08.2015

Üniversitemiz Senatosu tarafından fahri doktora unvanı verilen, TRT ve Devlet Musikisi Tasavvuf Müziği Korosu Şefi olan ve “Çağımızın Itri'si” olarak anılan Ahmet Hatipoğlu vefat etti.

Ahmet Hatipoğlu’na Türk Tasavvuf Musikisine yapmış olduğu değerli katkılardan dolayı fahri doktora unvanı verilmesi Üniversitemiz senatosu tarafından karara bağlanmıştı. Elli yılı aşkın sanat hayatında sayısız dini ve din dışı Türk Musikisi eserini, onlara icra edilebilir vasfı kazandırarak repertuarımıza katmış olan Ahmet Hatipoğlu, sanat alanında pek çok önemli isme de önderlik etmişti.

Ahmet Hatipoğlu, ayrıca kazandığı ödüllerle ve katıldığı yarışmalarla da ses getiren bir isimdi. Çeşitli ödüller almış olan Hatipoğlu Türk Milletine yaptığı hizmetlerden dolayı 2009 yılı TBMM Üstün Hizmet Ödülüne layık görülmüştü.

Sanatçının vefatına büyük üzüntü duyduğunu belirten Rektörümüz Prof. Dr. Muzaffer Şeker şunları söyledi: “Türk Tasavvuf Musikisinin usta isimlerinden biri olan kıymetli Ahmet Hatipoğlu’nu kaybetmiş olmanın hüznü içerisindeyiz. Üniversite olarak kendisine bir fahri doktora unvanı verme kararı almış olmamız şu durumda tek tesellimiz. Fahri doktora verme kararını kendisine bildirdiğimizde fevkalade mütehassıs olarak duyduğu memnuniyeti ifade etmişti. Akademik yıl açılış töreninde kendisine fahri doktora cübbesi giydirmeyi planlamıştık. Maalesef rahmetlinin ömrü vefa etmedi. Sanat alanında özellikle de Türk Musikisinde sanatçı kimliğine sahip insan sayısının sınırlı olduğu günümüzde Hatipoğlu’nun yeri kolay kolay doldurulamayacaktır. Kendisine Allah’tan rahmet dilerken, yakınlarına, sevenlerine ve sanat camiasına sabır diliyoruz.”

Merhum Ahmet Hatipoğlu'nun Özgeçmişi

Ahmet Hatipoğlu, "Hatib Hoca" namıyla ma'rüf din bilginlerimizden Burdurlu "Hacı Mehmed  Re’fet  Efendi" (1879-1945) ile "Meryem Edibe Hanım"m (1900-1964) oğlu olarak, 25 Eylül 1933'de Burdur'da dünyaya geldi.

İlk ve orta öğrenimini Burdur, İzmir ve Antalya'da tamamladıktan sonra, 1955'de ses sanatçılığı sınavını kazanarak Ankara Radyosu kadrosuna dâhil oldu. Aynı tarihte başladığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni 1961'de bitirdi. Askerlik görevinden ve avukatlık stajından sonra tekrar Ankara Radyosu'na döndü. İmtihanlarını vererek Tanbur sanatçısı, Ses yönetmeni (tonmayster) ve Kudüm sanatçısı oldu. Müteakip yıllarda, "Türk Musiki Müdürlüğü" yaptı. Tasavvuf ve klasik koro şefliğinin yanı sıra, Hocalık, Denetleme, Araştırma ve İnceleme, Repertuar gibi çeşitli sanat kurulu uzman üyeliklerinde bulundu. Selçuk Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda dört sene kadar hocalık yaptı.

Hatipoğlu, elli yılı aşkın sanat hayatında sayısız dini ve din dışı Türk Musikisi eserini, onlara icra edilebilir vasfı kazandırarak repertuarımıza katmış ve pek çoğunu bizzat sesi ve sazı ile veya şefliğini yaptığı Ankara Radyosu Klasik ve Tasavvuf Musikisi Koroları ile yurt içi ve yurt dışında verdiği konserlerle tanıtmıştır. Üzerinde uzun emek sarf ettiği, Kutb-i Nayf Osman Dede'nin (1652-1730) büyük eseri "Müraciye"nin tamamını (2 saate yakın) ilk defa TRT'nin katkısıyla "Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı" adına Ankara Radyosu Tasavvuf Korosuyla birlikte banda okumuştur. TBMM Kültür Sanat ve Yayım Kurulu" tarafından hazırlanan "Tarih içerisinde Türk Musikisi" albümünde (1995) yer alan "Klasik Türk Musikisi " ve "Türk Tasavvuf Musikisi" CD'leri ile Başbakanlık ve TRT işbirliğiyle 2000 yılında çıkartılan "Türk Tasavvuf Musikisinden Seçmeler" CD'sini hazırlayıp şefliğini yapmıştır.

Dini ve din dışı formlarda pek çok bestesi bulunan Hatipoğlu, geliştirdiği "Yeni Formlar "da yazdığı eserlerle, özellikle Dini Musikimizi zenginleştirmiştir. Tamamen yeni bir anlayış mahsulü olan bu eserlerin sayısı 14'ün üzerindedir. Bunlardan; Dua tertibi Hüseyin Fahreddin Dede'ye ait ZIRGÜLELI HICAZ FORM (Hicaz Dua­Hicaz Zikir) adlı eser, değişik korolarla yurt içi ve yurt dışında defalarca icra edilmiş ve edilmektedir. Bunun yanı sıra, güftesi Asım Köksal'a ait "RAST FORM (zikir), Güftesi Osman Hulusi Ateş'e ait "HISAR- BUSELIK FORM; güftesi Kenan Rifai'ye ait "NIHAVEND NAT-I NEBEVl FORM"; Dua bölümleri, "Seyyid Ahmed er-Rifai ve "FİHRİST TARİKAT TERTİBI", Abdurrahman Sami Efendi'ye ait olan "NIHAVEND FORM (Ya Vedüd); güftesi Hüsameddin ve CEMALİ'ye ait "UŞŞAK Form"; güftesi Ahmet Hatipoğlu ve Mustafa Tahralı'ya ait, içerisinde perde-makam değişimli ses-saz icraları ve irticali taksimlerin bulunduğu "Uşşak Form"; güftesi Osman Hulusi Ateş Efendi'ye ait "Hüzzam Form"; güftesi Zekai Mustafa Efendi'ye ve Mustafa Tahralı'ya ait "UŞŞAK FORM (Tevhid) "; güftesi Ahmed Yesevi'ye ait "MAHUR FORM (Yeseviyye)"; güftesi Siracuddin-i Mahzumi'ye ait "HİCAZKÂR FORM"; ve güftesi Fuzuli'ye ait olan "MAHURFORM (Su Kasidesi)"gösterilebilir.

Hatipoğlu’nun Türk musikisi eğitimi dalında da kitapları ve araştırmaları bulunmaktadır. Bunların yayımlanmış olanları: "Türk Musikisi Prozodisi" (Ankara, TRI, 1998), "Türk Musikisi Solfej Metodu ve Nazariyatı" (Ankara, Dağarcık Yayınları, 1980) "Besteleriyle Yunus Emre İlahileri" (Ankara, TDVY, 1993) ve elinizdeki Külliyattır.

Çeşitli ödüller almış olan Ahmet Hatipoğlu, "Türkiye Yazarlar Birliği" tarafından 1987 yılında "Türk Musikisi dalında ve Tasavvuf Musikisi çalışmalarıyla" "Yılın Sanatçısı" seçilmiş 1993’de "Türkiye İş Bankası Genel Müdürlüğü’nün açtığı "Türk Sanat Müziği. Beste Yarışması"nda "Uşşak Kar-ı Natık" adlı yeni form çalışmasıyla "Büyük Ödül”e layık görülmüştür. Kültür Bakanlığı ve TRT'nin birlikte düzenledikleri "1996 Dede Efendi Yılı Türk Sanat Müziği Beste Yarışması"nda "Şehnaz Nakış Beste"si ile birinci olmuş ve Türk Milletine yaptığı hizmetlerden dolayı "2009 yılı TBMM Üstün Hizmet Ödülü"ne layık görülmüştür.

Otuz yıllık mücadele sonucu 1960'lı yıllarda şahsen başlattığı tanıtım amaçlı Dini Musiki yayımları nihayet 1978'de kurmuş olduğu ilk resmi vasıflı koro ile devam ederek ecdadımızın biriktiği nadide eserleri halkımıza ulaştırmıştır. Sanat hayatının en önemli eseri olan bu kuruluş, 1978'den bugüne fasılasız "Ankara Radyosu Türk Tasavvuf Musikisi Korosu" adıyla varlığını sürdürmekte, dini musikimizin en mükemmel, en asil örneklerini sunmaya devam etmektedir. 1998'de emekli olmuştur. Sema Hamım'la evli olan Hoca'nın Itri ile Emrah adlarında iki oğlu vardır.

Paylaş