Öğretmenlik Mesleğinin ve Okulun Bugünü ve Geleceği Değerlendirildi

26.03.2015

“Öğretmenlik Mesleğinin ve Okulun Bugünü ve Geleceği” konulu konferans AKEF Erol Güngör Konferans Salonunda düzenlendi. 

Kısa bir açılış konuşması yapan Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Tahir Yüksek, öğretmenlik mesleğinin bugünü, geleceği olduğu gibi dününün de olduğunun altını çizdi. Yüksek: “İlk insan da tebliğcidir yani öğretmendir, anne öğretmendir, elinde sertifika olmasa bile öyledir. Bugünü dünle kıyaslayacağız; gidişimiz, iyiye gidiş midir, yok kötüye gidiş varsa iyiye gidiş yönünde bir değişime tabii tutmalıyız.” dedi.

AKEF Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kırbıyık ise bu düzenlenen konferans münasebetiyle hali ve istikbali dile getirme fırsatı doğduğunu bu şekilde toplantının hayırlara vesile olacağını söyledi.

Programın konuşmacısı Eğitim Bilimleri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Yavuz da öğretmenliğin 167 yıllık mirası üzerine konuşacağını söyledi. Yavuz; “Dünün öğretmenlerini biliyoruz o zamanlar okuryazar olmak çok önemliydi. Bugün okuryazar dendiğinde anlam genişlemesi oldu. Bu anlam genişlemesini iyi okumamız lazım.”

Bir öğretmen değişirse okulun değişeceğini söyleyen Yavuz; öğretmen ve yöneticilerin yapacakları eylem araştırmaları yoluyla bilginin bir üreticisi haline gelmeleri gerektiğini söyledi. “Öğretmen, ne yapabilirim sorusunu sorabilmeli.” diyen Yavuz sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendini geliştirmeli seminerlere katılmalısın, akademik başarısı düşük olan çocuğa da ulaşmalısın. Öğretmen değişince çevresi değişecek ve dalga şeklinde yayılacak bu değişim. Sıradan bir aşçı yetiştirecekseniz o zaman okul niye var? Kişisel olarak becerileri gelişmemişse aşçı olacak öğrencinin, onu etkili şekilde de sunamaz.  Süt aynı ama Kars Peyniri meşhur değil, Fransız Peyniri meşhur oluyor neden, çünkü onlar malzemeyle bilgiyi öğrenmeye açık oldukları için, birleştiriyorlar ve sonuç kaliteli oluyor. Sürekli öğrenen insan ve bunu dert edinen insana yapmak istediği şeyi, eğer ona lazım olan bilgi beceriyi yüklediysek yapacaktır. Ama yeterliliği yoksa devinim de olmayacaktır.”

Bizim beceri kazandıramamamıza bir örnek Van Gölünde yabancılar su sporu yaparken bizimkiler Van Gölü canavarı çıkacak mı diye bekliyor, diyerek sözlerine devam eden Doç. Dr. Mustafa Yavuz; bunun bizim suçumuz olduğunu çünkü onlara gerekli bilgi birikimi yükleyemediğimizi ifade etti.

Yavuz; yüksek lisans eğitiminin de öğretmenler için şart olduğunu, yüksek lisansın kişiyi öğretmeye ve araştırmaya sevk ettiğini söylerken her bir öğretmen adayının lisansüstü eğitim almasının çok gerekli olduğunu vurguladı.

Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Tahir Yüksek’in Doç. Dr. Mustafa Yavuz’a çiçek ve teşekkür belgesi takdiminin ardından program sona erdi

 

Paylaş