Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler Üniversitemiz ve TİMAV’ın Birlikte Düzenlediği Çalıştaya Katıldı

19.06.2014

Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Üniversitemiz İlahiyat Fakültesi ve Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV) işbirliği ile düzenlenen “Din Öğretiminde Kalite, Yüksek Din Öğretimi, Sorunlar ve Çözüm Önerileri” Çalıştayına katıldı. “Din Öğretiminde Kalite Çalıştayları” serisinin ilki olarak düzenlenecek olan çalıştaya; Vali Muammer Erol, Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Mehmet Emin Aydın ve Prof. Dr. Tahir Yüksek Konya Milletvekili Cem Zorlu, TİMAV Genel Başkanı Ecevit Öksüz ve ülkemizde din öğretimi veren fakültelerin ve STK’ların temsilcileri katıldı.

Programın açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı İşler, Türkiye’de yaşayan insanların yaklaşık yüzde 99’unun kendisini Müslüman olarak gördüğünü kaydederek, insanların kendi dinini öğrenmek istemesinin doğal bir durum olduğunu söyledi. İşler: “Ülkemizde okullarda din öğretimi ve statüsü asıl bir sorun olarak ilk defa Cumhuriyet döneminde 1924 yılında çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile ele alınmış ve bir zemine oturtulması amaçlanmıştır. Ancak dönemin siyasi iradesinin teşekkül etmek istediği toplum farklı olduğundan din eğitimi hem ihmal edilen bir alan olmuş hem de verilen bilgiler yanlış ve sathi olmanın ötesine geçememiştir. İslam hakkında yanlış ve eksik bilgilere dayalı yorumlara sahip olan bu anlayış ciddi sorunlar doğurmuş ve maalesef halkımız ağır bedeller ödemek durumunda kalmıştır. Bu süreçte dinin veya din eğitiminin toplumsal barış ve huzuru korunup geliştirilmesindeki fonksiyonlarının göz ardı edilmesi nedeniyle ülkemiz özellikle 50’li yıllardan başlayıp 2000’li yılların başına kadar son derece üzücü hadiselere tanıklık etmiştir.” dedi.
 

Din Eğitimi Hala Arzulanan Seviyede Değil

İlkokuldan başlayarak üniversiteye kadar devam eden eğitim sürecinde verilen din eğitiminin hala arzulanan seviyede olmadığını ifade eden Başbakan Yardımcısı İşler: “Özellikle müfredatların birbirinden kopuk olması veya doğru kaynaklara erişimde yaşanan sıkıntılar bu bağlamda değerlendirilmesi gereken önemli hususlardır. Ancak yaşanan teknik sıkıntıların yanında din eğitiminde ciddi bir kalite sorunu olduğu da aşikardır. Kalıcı olmayan ya da çağın değişimine göre güncelleştiremediğimiz metotlarla aksak topal devam eden bir süreç işlemektedir. Bilimin baş döndürücü bir şekilde ilerlediği günümüzde mevcut eksiklikleri göz önüne alarak eğitimimizi yeniden yapılandırmamız gerektiği kanaatindeyim.” diye konuştu.

 

 

Paylaş