SEDEP Çalıştayı Düzenlenen Panelle Başladı

10.12.2014

Üniversitemiz, Selçuklu Belediyesi ve Selçuklu İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ile yürütülen Selçuklu Değerler Eğitimi Projesi (SEDEP) ile ilgili çalıştay düzenlendi. SEDEP kapsamında ne tür çalışmaların yapılması gerektiği ve bilimsel anlamda öneri ve görüşlere yer vermek amacıyla düzenlenen çalıştaya; Konya Valisi Muammer Erol, Rektörümüz Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Selçuklu Kaymakamı Sabit Kaya, Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Selçuklu İlçe Milli Eğitim Müdürü Turan Kayacılar ile akademisyenler, veliler ve öğrenciler katıldı.

Üniversitemiz Değerler Orkestrası Dinleti Sundu

Programın açılışında Üniversitemiz Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Müzik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyelerinin oluşturmuş olduğu “Değerler Orkestrası” mini bir müzik dinletisi sundu. Kemanda Doç Dr. Zafer Kurtaslan ve Okan Ertürk; viyolada Hüma Akdere; viyolonselde Öğretim Görevlisi Yunus Çağlak; Udda Yrd. Doç. Dr. Serdar Çakırer’den oluşan Değerler Orkestrası’nın sunduğu dinletide Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği ve Tasavvuf Müziğinden örnekler seslendirildi. Değerler Orkestrası’nın konserinde, orkestra düzenlemesini Oğuzhan Balcı’nın yaptığı Kaptanzade Ali Rıza Bey’in “Denizde Akşam” isimli eserine, orkestra düzenlemesini Öğretim Görevlisi Yunus Çağlak’ın  yaptığı, 120. doğum yılını kutladığımız ozanımız ve milli değerimiz olan, Aşık Veysel’in “Uzun İnce  Bir Yoldayım” adlı eserine ve Güftesi Pir Sultan Abdal’a, bestesi Hüseyin Sebilci’ye ait olan Güzel Aşık isimli ilahiye, son olarak da Türk Musikimizin bayan bestekarı olan ve aynı zamanda kemani olan Kevser Hanıma ait Nihavend Longa’ya yer verildi. Nihavend Longa’yı solo olarak uduyla Yrd. Doç. Dr. Serdar Çakırer ve kemanıyla Okan Ertürk seslendirdi. Ayrıca konserde Üniversitemizin paydaşı olduğu çalışmaları KONSEM bünyesinde sürdürülen Cihat Aşkın ve Küçük Arkadaşları (CAKA) Projesi öğrencisi, Ayşe Kaya (11 yaşında) “Uzun İnce  Bir Yoldayım” isimli türküyü kemanı ile seslendirdi.

Eğitim Sistemimizde Değerlerimiz 2. Planda Kaldı 

SEDEP tanıtım filminin ardından açılış konuşmasını Selçuklu İlçe Milli Eğitim Müdürü Turan Kayacılar yaptı. Kayacılar; Bizi biz yapan medeniyetimizin ve kültürümüzün özünü oluşturan değerlerimizin gelecek nesillere aktarılması için farkındalık oluşturmak adına yürütülen bu projenin yapılması zorunluluğundan dolayı duyduğu üzüntüyü ifade ederek: “Keşke bu değerlerimiz hiç unutulmasa ve yeniden öğretilmek zorunda kalınmasaydı. Gerek iletişim teknolojisinde oluşan gelişmişliğe bağlı olarak, gerekse de eğitim sistemimizde bilgi öğrenmenin ön planda tutularak eğitimin 2. planda kalmasıyla değerlerimizin yıpranması ve unutulma tehlikesiyle karşı karşıya kalındı. Buna bağlı olarak da böyle bir projeye ihtiyaç duyuldu. Biz eğitimciler olarak değerlerimizi öğretmeli ve bu değerlerin yaşatılmasını sağlamalıyız. Bu noktada bu proje hayati önem taşıyan bir projedir.” dedi.

SEDEP Fikri Bir Çalıştay Neticesinde Çıktı

Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ise yaptığı konuşmada SEDEP’in 3. yılında olduğundan ve projenin başlangıç sürecinden bahsederek: “Biz belediye olarak Peygamber Efendimizin hayatının anlatıldığı bir Siyer kitabı oluşturduk. Bu kitap o kadar ilgi gördü ki yeni baskıları ve serilerini oluşturduk. Gelen talepler üzerine bizler yine Necmettin Erbakan Üniversitesi ve Selçuklu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüyle mini bir çalıştay yaptık. Bu çalıştay sonucunda bu proje fikri çıktı. Projemizle ilgili o kadar olumlu geri dönüşler aldık ki proje iyice büyüdü ve şu anda Türkiye’ye örnek bir proje haline geldi.” dedi. Altay konuşmasında; proje kapsamında ilk iki yıl yaptıkları ve 3. yılda da yapacakları faaliyetlere de değinerek paydaş kurumlarla birlikte bu projenin önemini kavrayarak büyük bir aşkla çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti.

Rektörümüz Prof. Dr. Muzaffer Şeker ise konuşmasının başında; severek ve isteyerek büyük bir mutlulukla 3 yıldan bu yana bu projeye imza attıklarını ve çaba sarf ettiklerini belirterek: “Değerler Eğitimi, Konya ve Selçuklu güzel bir birliktelik oluşturuyorlar. Biz bunun hakkını vermeye çabalıyoruz. Değerler eğitiminin nasıl verileceği, geçmişten günümüze hangi değerlerin öncelikli olarak aktarılacağı, aynı zamanda şimdiye kadar yapılan çalışmaların ne kadar verimli olduğu ve aksamalar olup olmadığı konularında farklı eleştiri ve görüşleri görebilmek adına bu çalıştayı düzenledik.” dedi.

Medeniyet Yürüyüşünde SEDEP Öncü Projedir

Şeker; Değerlerimizin erozyona uğradığı ve hızlı şehirleşme süreciyle ciddi bir toplumsal zemin kayması yaşıyoruz. Bu konu sadece sosyal bilimcileri değil toplumdaki her bireyi ilgilendiriyor. Biz bu sene velileri de bu projenin içine almak istedik. Aile ziyaretleri de bu konu hüsnü kabul gördü. Çocuklarımızın da üzerinde yaşadıkları şehrin medeniyetine bağlı olarak doğaları gereği bu değerlere yabancı olmadıklarını gözlemledik. Bu projenin 3.yılına girmesi ciddi bir başarıdır. Medeniyet yürüyüşümüzde değerler eğitimi projesi öncü bir projedir. Ülkemizin dünyada söz söylemeye hakkı olacaksa bunu ancak yetiştireceğimiz nitelikli gençlerle sağlayabileceğimiz vurgulamak istiyorum.”dedi.

Ahlak ve Erdem Eğitimi Gerekli

Konuşmaların ardından düzenlenen panelin oturum başkanlığını yapan Üniversitemiz İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Başkanı Prof. Dr. Hüsamettin Erdem: “Değer üreten bir varlık olarak insanı insan yapan en belirgin özellik akıllı olması ve irade sahibi olmasıdır. Aynı zamanda bu ikisi insanın hal ve hareketlerini de belirler. Bu davranışlara yön veren ise ahlak anlayışıdır.” diyerek ahlaklı olmanın öneminden bahsetti. Erdem; Şimdiye kadar okullarda sadece Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ve Vatandaşlık Bilgileri başlığı altında derslerin verildiğini fakat bunların yeterli olmadığını belirterek, geleceğe sağlam adımlarla yürümek isteyen her ülkenin bireylerine ahlak ve erdem eğitimini vermek zorunda olduğunun da altını çizdi.

Anlam Verdiğimiz Şey Bizim Değerimizdir

Panelistlerden, Üniversitemiz Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Göka: “Değerler ve Kişilik Gelişimi” üzerine konuşma yaparak değerler eğitiminin aslında dünyanın derdi olduğunu kaydetti. SEDEP’in çalışmalarını anlayabilmek için dünyayı doğru okumak gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Göka, teknoloji ve medyanın insanları biçimlendirdiği şu dönemde SEDEP’in çok önemli bir proje olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Göka, değerler eğitiminin Müslüman toplumlar için daha çok önem arz ettiğini değerlerin önemini reddetmediklerini ama değerlerin hayatlarımıza ne zaman girdiğinin unutulmaması gerektiğini söyledi.  Prof. Dr. Göka değerlerin içimizde ilk başta olmadığını ve onların dışarıdan geldiğini ancak Allah tarafından içimizde inşa edilmiş bir yuva olarak, onu nasıl doldurulacağının esas mesele olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Göka değerlerin insandan ayrılamayacağını şu sözlerle ifade etti: “Değer biziz biz değeriz. Değer bizim anlam dünyamız. Neye anlam veriyorsak o bizim için değer demek.”dedi.

İyi Davranış Takdir Görmeli

Üniversitemiz Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.  Saim Açıkgözoğlu ise yaptığı konuşmada kazanılacak değerlerin kökeninin nereye dayandığını ve bu değerlerin nasıl kazandırılacağından bahsetti. Değerlerin kazandırılmasında başlangıcının insanın doğumu; sonunun ise insanın ölümü olduğunu kaydeden Prof. Dr. Açıkgözoğlu değerlerin öğretilmesine çocukluktan başlanması gerektiğine vurgu yaptı. Ülkemizin bir değerler politikası olmasının iyi olacağını söyleyen Açıkgözoğlu; her değerin temel bir ana değerle bağlantılı olması durumunda daha kıymetli hale geleceğini, bu yüzden temel değerin aslında o değerin kökeni olduğunu dile getirdi. Din, vatan, millet gibi değerleri anlatırken bir alt köken söylenebileceğini ve bu kökenler eğer çeşitlendirilirse kişilerde ve toplumda daha kalıcı olabileceğini kaydederek; bu şekilde ortak değerlerin farklı gerekçelerle öğrenilebileceğini ifade etti. Değerlerin kazanılmasında öğretmenlere, velilere büyük iş düştüğünü söyleyen Prof. Dr. Açıkgözoğlu şunları söyledi. “Üniversitelerin, Sivil Toplum Kuruluşlarının değer kazandırması gerekir, değer kazandırması için değer sahibi olması da önemli. Toplumsal yaptırımlarla değerleri destekleyebiliriz. İyi bir davranış yaptığı zaman takdir alacağını düşünen insan ona göre davranacaktır. Çünkü içteki samimiyet dıştaki faaliyeti etkileyecektir.”

Günümüzde En Önemli Problem Ahlak Bunalımı

Üniversitesimiz İlahiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Naim Şahin yaptığı konuşmada, Hz. Mevlana’daki ahlaki erdemlere değindi. Hz. Mevlana'nın ahlak anlayışından bahseden Prof. Dr. Şahin, Mevlana’nın uyarılarının o zaman ne kadar geçerliyse bugün de o denli geçerli olduğunu söyledi. Değer deyince akla sadece dini değerlerin gelmemesi gerektiğini hatırlatan ve günümüzde en önemli problemin ahlak bunalımı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Şahin erdem ve faziletin insanları diğer varlıklardan üstün kıldığını kaydetti. Prof. Dr. Şahin, Mevlana'da aslolan ilkenin edep olduğunu ve tüm değerlerin kaynağının da bu olduğunu belirtti. Hz. Mevlana'nın 7 öğüdünü oluşturan unsurların aslında evrensel unsurlar olduğunu kaydeden Prof. Dr. Şahin, bu erdemlerle oluşan 7 öğüdün herkes için hayati önem taşıdığının altını çizdi. Mevlana'nın hayatından verdiği  örneklerle konuşmasını tamamlayan Prof. Dr. Şahin Mevlana'yı anlamayı ve kullanılacak eğitim politikalarında onun öğretilerinden yararlanılması gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. Naim Şahin; çok yüzlülüğün her şeyin önüne geçtiği toplumda doğruluk ve dürüstlüğün her türlü tartışmanın ötesinde olduğunu söyledi.

Panelde son konuşmayı Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Ataman yaptı. SEDEP’in tüm ülkeye örnek olacağına vurgu yapan ve projede emeği geçen herkese teşekkür eden Prof. Dr. Ataman değerlerin yeniden düşünülmesi gerektiğini vurguladı. Ataman Batı Medeniyetiyle İslam Medeniyeti arasındaki farkın değerler olduğunu, İslam Medeniyetinde başarının ölçütünün ahlak olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Ataman insan ilişkilerini bütünleyen 4 farklı değer boyutu olduğunu şu sözlerle değerlendirdi: “İnsanın kendisine olan sorumluluğu değer edinmenin birinci şartıdır. Kendini bilen Rabbini bilir. İkinci şartı Allah’a olan sorumluluğumuzdur. İnsanın aslında inancını tamamlaması ve bunun gereğini yerine getirmesidir. Üçüncüsü insanların diğer insanlara olan sorumluluğudur. İyiliği emretme ve kötülükten sakınmadır. Sonuncusu ise insanın tabiata sorumluluğudur. Tabiata karşı insan sorumluluğunu yerine getirmeli ona uygun şekilde yaşamalıdır.”

Paylaş
HABERLER