Uluslararası Dini Araştırmalar ve Küresel Barış Sempozyumu Açılışı Yapıldı

17.05.2013

Üniversitemiz İlahiyat Fakültesinin kuruluşunun 50. yıldönümü münasebetiyle Konya Büyükşehir Belediyesi, Üniversitemiz İlahiyat Fakültesi, TİMAV ve TÜBİTAK ‘ın ev sahipliğinde  düzenlenen “Uluslararası Dini Araştırmalar ve Küresel Barış Sempozyumu” 17 Mayıs 2013 Cuma günü  saat 10’da  Dedeman Otelde başladı.

Açılışa Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ,  Başbakan Baş Danışmanı Yalçın Akdoğan, AK Parti Konya Milletvekilleri Cem Zorlu, Hüseyin Üzülmez ve Mustafa Kabakçı,  Konya Valisi Aydın Nezih Doğan,  YÖK Yürütme Kurulu Üyesi İbrahim Hatiboğlu, , Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Raşit Küçük,  Rektörümüz Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Birol Akgün, İlahiyat Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Ahmet Saim Arıtan, Belediye Başkan Vekili Fatih Yılmaz, TİMAV Genel Başkanı Abdullah Ecevit Öksüz ve  26 İlahiyat dekanı, 123 akademisyen, 13 ülkeden gelen ilim insanları ile İlahiyat Fakültesi öğrencileri katıldı.

Barış içerisinde birlikte nasıl yaşayabiliriz? Taassuptan bağnazlıktan nasıl kurtulabiliriz? Dini metinleri nasıl doğru anlar ve yorumlayabiliriz? İslamofobi karşısında varlığımızı nasıl sürdürebiliriz? Din istismarını önleme yolları, kutsal metinlerin anlaşılması, yorumlanması ve insan hayatıyla bağlantısının kurulmasında sağlıklı yöntem nedir? Eğitim kurumlarında uygulanan esaslar bununla ne kadar uyumludur?  Günümüzün önem arz eden pek çok sorunu bu sempozyumda tartışılacak.

Üniversitemiz sinevizyon gösteriminin ve Kur’an tilavetinin ardından sırasıyla, İlahiyat Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Ahmet Saim Arıtan, TİMAV Genel Başkanı A. Ecevit Öksüz, Rektörümüz Prof. Dr. Muzaffer Şeker, YÖK Yürütme Kurulu Üyesi İbrahim Hatiboğlu, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Raşit Küçük, Büyük Şehir Belediye Başkan Vekili Fatih Yılmaz, Konya Ak Parti Milletvekili Cem Zorlu, Konya Valisi Aydın Nezih Doğan ve son olarak Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ kürsüye çıkıp konuşmalarını yaptılar.

Rektörümüz Prof. Dr. Muzaffer Şeker: “Geçtiğimiz hafta aynı salonlarda Uluslararası İnanç Turizmi ve Hoşgörü Sempozyumunun düzenlendiği Konya ili, önemli şahsiyetlere ev sahipliği yapıyor. Çok değerli  olan kültürel mirasımızı korumaya çalışıyoruz. Geçmişten günümüze kadar çok güzel sergilenen bu birliktelikler zaman zaman sıkıntılı süreçlere girmiştir. Önyargıların korkuya, çıkar çatışmalarının zulme, işkenceye, kavgaya neden olduğu  dönemlerden  ders çıkarmamız lazım. Birbirimizi tanımaktan, anlamaktan, bilmekten başka bir yol bilmiyorum. Farklı inançları göz önünde bulundurarak farklılık analizi, sosyolojik, pedagojik, geleneksel, kültürel her alanda bir yol haritası ortaya çıkarmak gerek. Bu sempozyumun sevgiyi, doğruyu, iyiyi, güzeli, barışı gösteren bir ışık olmasını umut ediyorum.”dedi.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ: “Sadece İslam’ı değil diğer din ve inançları da doğru tanıma, anlama ve öğretme gibi bir görevimiz var. Avrupa’da din doğru öğretilmiş olsa, Türkiye’de, Arabistan’da, Afganistan’da diğer İslam ülkelerinde de başka dinleri gerçeğiyle ele alsak bu çerçevede eserler ortaya koymuş olsak,  dünyanın ortak mesajı olan barış daha kolay ortaya çıkar. Bunda en büyük görev ilim adamlarına  düşüyor. Özgür düşünmeyenler, bir ideolojiye kendini rehin edenler bilimsel araştırma ortaya koyamaz. Bütün araştırmalarıyla ideolojisinin daha doğru olduğu yönünde ter dökenler İslam’ı hakkıyla tanıtamaz, anlatamaz. Bütün tarikat, din, ideoloji ve mezhepler tek bir şeyi doğru anlamak için olmalı o da: Kur’an ve sünnet. İslam ülkelerinin hepsi farklı gözlüklerle bakıyor. Doğru olan ise bilim insanlarının Kur’an ve sünnet gözlüklerini takmaları bunların doğru olmadığını göstermeleri ve anlatmaları lazım. Herkes kendi görüşünü İslam budur diye ortaya atsa bilimsellik ve doğruluktan uzaklaşarak farklı farklı görüşler ortaya çıkacak ve sonucunda birbirini ötekileştirmeler meydana gelecek. Bunu yapanlar ilim adamı olamaz. İslam dünyasında mezhep kavgası olabilir mi? Kendimize dönüp bakmamız lazım. Vazifelerimizi doğru yaparsak; kumpaslar, planlar yapıldığında buna karşı çıkan kişiler yetiştirirsek amacımıza ulaşabiliriz. Bir yerde ırkçılık, cemaat, mezhep, dil, din ayrımcılığı, terör vb. oluyorsa İslam alimleri vazifelerini tam yapmamış demektir. İlahiyat fakültesinden mezun olan biri ırkçı oluyorsa ayrımcılık yapanlarla beraberse dönüp kendimize nerde yanlış yaptık diye sormalıyız. Dünyada yerelleşen bir din anlayışı var. Ana ilkelerde değişmez konularda bile farklılıklar var. O yüzden uluslararası din bilginlerinin bir araya gelip görüş birliğine varmaları lazım. Bizim din adamlarımız Arapçayı Türkçe gibi konuşmadıkça bu gerçekleşmez. Bilim insanı suyu kaynağından içmeli. Dinin dili Arapça ise Arapçayı çok iyi bilmeli. Çünkü dille pek çok bilgiye kaynağından ulaşabiliriz.İnsanları üstün kılan rengi, dili, dini, ırkı ve mezhebi değil emektir, alın teridir. Yani takvadır. Bunu bilen bir ilahiyatçı ayrımcılık yapabilir mi?” diye konuştu.

Program sonunda Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a  Rektörümüz Prof. Dr. Muzaffer Şeker hediye takdim etti. Ayrıca TİMAV Genel Başkanı Abdullah Ecevit Öksüz’e ve Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Raşit Küçük’e hediye takdim edildi.

Sempozyum 18 Mayıs Cumartesi tüm gün yapılacak olan oturum ve sunumların ardından akşam sona erecek. 

 

 

 

 

 

Paylaş