Türk Müziği Devlet Konservatuvarı

Hakkında

Necmettin Erbakan Üniversitesi, Türk Müziği Devlet Konservatuvarı 2011 yılında “Devlet Konservatuvarı” adı altında kurulmuş ve 2016-2017 Eğitim Öğretim yılında yüklendiği misyon ve vizyon ile kuruluş amaçları doğrultusunda adı değiştirilerek “Türk Müziği Devlet Konservatuvarı”na dönüştürülmüştür.

Türk müziği alanına uygun olarak lisans ve lisansüstü düzeyde bölüm, program, anasanat ve anabilim dallarının kurulması, Türk müziği alanında nitelikli kadroların oluşturulması ve konservatuvar için fiziki şartların geliştirilmesi çalışmaları neticesinde bugün, Konservatuvarımız bünyesinde "Çalgı Eğitimi Bölümü" ve bölüm altında "Çalgı Eğitimi Anasanat Dalı" ile "Ses Eğitimi Bölümü" ve bölüm altında "Ses Eğitimi Anasanat Dalı" kurulmuştur. Aynı amaç doğrultsunda Konservatuvarımızda hâlen, Türk müziği saz/ses icrası ve eğitimi alanlarında nitelikli icracı akademisyen kadroların oluşturulması, fiziki şartların iyileştirilmesi ve/veya geliştirilmesi çalışmalarına devam edilmekle birlikte, akademik çalışmalara ve konservatuvarımız bünyesinde oluşturulan icrâ heyeti ile Türk müziği alanında icrâ faaliyetlerine devam edilmektedir. 

Konservatuvarımız bünyesinde hâlihazırda, Çalgı Eğitimi Bölümü/Çalgı Eğitimi Ansanat Dalı altında 1 Profesör Doktor, 1 Doktor Öğretim Üyesi 4 Öğretim Görevlisi ve 1 Araştırma Görevlisi (Görevlendirme) ve 1 Konservatuvar Sekreteri ile 1 Memur olmak üzere toplamda 7 akademik 2 idarî personel görev yapmaktadır. 

 

Amaç

Dünya sathında, M.Ö. yedi binli yıllara dayanan tarihi ve eşsiz kültür mirası ile yakînen tanınan, geçmişten günümüze mîmâriden-mûsikîye pek çok önemli san’at akımına ev sahipliği yapmış olan Konya, hâfızasına kaydettiği ve asırlar boyunca nesilden-nesile devrolarak günümüze ulaşan millî ve mânevî değerler ile bezenmiş, Türk-İslâm sanatlarının önde gelen merkezlerinden olmuş kadîm bir şehirdir.

Türk-İslâm medeniyetinin inkişâfında târih boyunca en geniş paydada kitleleri buluşturmuş olan Türk Mûsikîsine, Konya’nın mânevi mîmârlarının başında gelen Hz. Mevlânâ’nın teşvik, taltif ve tavsiyeleriyle ayrıca önem atfedilmiştir.

Türk mûsikîsi, Hz. Mevlânâ’nın ilâhî aşka dâir eylem ve söylemlerinin sonraki nesillere ulaştırılması maksadıyla, O’nun vefatından sonra oğlu Sultan Veled ve torunları tarafından Konya’da kurulan Mevlevîliğin aslî unsurlarından olmuş, her biri bir âbide olarak kabul edilen pek çok Mevlevî Âyini, muhibbânı ve mutrıbânı Mevlevî mukâbelelerinde Konya’da buluşturmuştur.

Hz. Mevlânâ’dan miras olarak ayrı bir önem ve derinlikle hüsn-ü kabul gören mûsiki ve dolayısıyla Mevlevî Âyinleri Türk mûsikîsinin diğer tür ve biçimleri üzerinde de çok önemli etkiye sahiptir. Mûsikîmizin diğer formlarında vücuda getirilen pek çok eserin bânîsi olan çok önemli sanatkârları, Mevlevî âyinlerin oluşumunda ve icrâsında çok değerli katkılar sunmuşlar, Türk mûsikîsi âsârı ve nazariyatına çok önemli eserler kazandırmışlardır. Türk mûsikîsinin âbide eserleri olarak kabûl edilen Mevlevi Âyinlerinin form yapısı ve icrasıyla bu şehirde zirveye ulaşması, Konya’nın Türk mûsikîsi alanında derinlikle çalışma sorumluluğunu artırmaktadır.

Kadîm Türk san'atlarının akademik câmiada ihtisas alanları oluşturularak tanınması, işlenmesi ve sonraki kuşaklara aktarılması hususunda vazîfe, bu gün pek çok bilim ve san’at alanda çalışmalarını titizlikle yürüten Üniversitelerimize düşmektedir.

Türk müziği alanda nitelikli san’atkârlar ve ülkemizin ihtiyacı olan akademik kadroların yetiştirilebilmesi amacıyla 2016 yılında Türk Müziği Devlet Konservatuvarı’na dönüştürülen Konservatuvarımız, benzersiz bir kültür hazinesine mâlik olan bu kadîm şehre olan sorumluluğunun gereğini yerine getirmek arzu ve amacındadır.