Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı

Hasta Bilgilendirme

 

Lokal Anestezi:

Lokal anestezi, diş ve çevre dokuların sinirlerini ağrı duyulmaması için etkileyen bir tedavi şeklidir. Önceden geçirilmiş bir alerji hikayesi varsa, kalp, kan hastalıkları, yüksek tansiyon ve diğer genel sağlıkla ilgili bir rahatsızlığınız varsa mutlaka hekiminizi uyarınız. Yanlış beyan nedeni ile olabilecek komplikasyonlardan hekiminiz sorumlu değildir. Lokal anestezi uygulaması sırasında ve sonrasında ağrı, şişlik, yanma, enfeksiyon, geçici ya da kalıcı sinir harabiyeti ve beklenmeyen alerjik reaksiyonlar gelişebilir. Bu alerjik reaksiyonlar; kaşıntı, döküntü, bulantı, kusma, solunum zorluğu, kalp atımında artış(taşikardi), veya azalma(bradikardi), çok düşük bir ihtimalle ölüm şeklinde olabilir. Lokal anestezi uygulaması yapılacağından tedavi öncesi alkol, uyuşturucu ya da diğer benzeri etki yapan ilaçları almayınız. Lokal anestezi ile yapılan tedaviden sonra araç kullanmayınız.

 

Bilinçli sedasyon ve genel anestezi uygulamaları için ilgili kliniklerde size ayrıca verilecek “Hasta Onam Formu” nu dikkatlice okuyunuz!

Diş Çekimi

Çürük, ilerlemiş dişeti hastsalığı, protetik/ortodontik/profilaktik ve diğer nedenlerle tedavi edilemeyecek durumda olan dişlerin çekimi işlemidir. Bu işlem genellikle lokal anestezi altında yapılır. Ancak gerek duyulduğunda bilinçli sedasyon veya genel anestezi altında da yapılabilir. Diş çekimi geri dönüşümsüz bir tedavidir. Isırma ve çiğneme işlevlerinizi etkiler. Bu nedenle çekim sonrası kaybedilen dişlerin yerine yapılan bir protez çeşidi ile bu kayıplar giderilir. Diş çekimine karar vermeden önce size uygun olan tüm tedavi seçenekleri(kanal tedavisi, dişeti cerrahisi, kaplama veya dolgu) sunulacaktır. Ancak bazı durumlarda tek seçenek dişin çekimi olabilir.

 

Diş çekimi sırasında/sonrasında oluşabilecek komplikasyonlar şunlardır:

  • Birkaç günlük ev istirahatini gerektirecek rahatsızlık hissi veya şişlik,
  • Ağız açma/kapama hareketlerinde kısıtlılık,
  • Çekim bölgesinde yüzde renk değişikliği,
  • Süresi uzayabilecek şekilde hafif/orta/ağır kanama,
  • Çekim bölgesine ait sinirlerde geçici ya da kalıcı uyuşukluk (dil,dudak, çene ucu)
  • Tat alma hissinde kayıp,
  • Çekim sırasında çene kemiğinde çatlak ya da kırık oluşumu,
  • Komşu dişlerde bulunan restorasyonların (dolgu,kaplama) kırılması, yerinden oynaması veya çıkması, komşu dişte sallanma veya harabiyet,
  • Ağzın çok açılmasına bağlı olarak ağız köşelerinde çatlak oluşumu,
  • Üst dişlerin çekiminde sinüs açılması,
  • Çene ekleminde geçici ya da kalıcı rahatsızlık,
  • Çekim sonrası çene kemiklerinde düzensizlik (ayrı bir cerrahi tedavi ile düzeltilebilir)
  • Çekim sırasında diş kökünün bir kısmının kırılarak kemik içinde kalması veya çevre dokulara kaçması(bu durumda ek ileri cerrahi işlem gerekebilir)
  • Çekim sonrasında ağrı veya enfeksiyon,

Diş çekimi öncesi ya da sonrasında hekiminiz size antibiyotik, ağrı kesici (antiinflamatuvar, analjezik) ya da ağız gargarası önerebilir. Bu ilaçları tarif edildiği şekilde kullanmanız gerekmektedir. Ayrıca verilecek ağız bakımı ve diyet önerilerine de uymanız tedavinizin istenilen şekilde sonuçlanmasına imkan sağlayacaktır. Sigara, alkol ve diğer alışkanlıklar yara iyileşmesini geciktireceğinden tedavinizin olumsuz sonuçlanmasına neden olacaktır. Bu konuda da hekiminizin önerilerine uyunuz. Yukarıda size açıklanan komplikasyonlardan herhangi biri olduğunda vakit kaybetmeden hekiminize başvurunuz. Diş çekimi dışında size gerekli olan cerrahi tedaviler için (kist çıkarılması, gömülü diş çekimi, kemik düzenlemesi, kök ucu rezeksiyonu, eklem cerrahisi, çene kırığı tedavisi, kemik içi implant yerleştirilmesi ve diğer büyük ameliyatlar) size Ağız, Diş ve Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilimdalı kliniklerinde hekimler tarafından hasta onam formu ve sözlü bilgi verilecektir.

 

Cerrahi Girişim(Gömülü Diş Çekimi, Kist-Tümör Çıkarılması, Kemik Düzenlenmesi, Kök Ucu Rezeksiyonu, Eklem Cerrahisi, Çene Kırığı Tedavisi ve Diğer Büyük Ameliyatlar)

Gömülü dişler; bulundukları bölgede ağrı, enfeksiyon, komşu dokularda harabiyet yaratabilecek durumda olduklarında veya etraflarında klinik ve radyolojik olarak tespit edilen patoloji varlığında cerrahi olarak çekilmek zorundadırlar.Kistler ve tümörlerin, çene kemiğinde ve yumuşak dokularda klinik ve radyolojik olarak tespit edilmesi durumunda çene kemiğinde komşu anatomik yapılarda harabiyet oluşturacaklarından cerrahi olarak çıkarılması gerekmektedir. Herhangi bir nedenle diş çekimi yapılmış alanlarda protez yapımı öncesi kemik düzensizliği veya anormal gelişmiş yumuşak dokuların varlığında; mevcut kemik düzensizliğinin giderilmesi ve/veya anormal gelişmiş yumuşak dokuların alınması gerekmektedir. Dişlerin kök uçlarında yer alan enfeksiyon sonucu oluşan diş kökünün 1/3 ünü geçmeyecek boyutta olan lezyonların, dişin ağızda tutulmasına karar verildikten sonra “kök ucu rezeksiyonu” adı verilen işlemle çıkarılması gerekmektedir. Kazalar, kavga, düşme, spor yaralanmaları, çeşitli kemik hastalıkları vb. nedenlerle oluşan çene kırıklarının, fonksiyon ve estetiğin yeniden kazandırılması ve oluşabilecek enfeksiyonların engellenmesi için en kısa sürede tedavi edilmesi gerekmektedir. Çeşitli sendromlar ya da travma gibi nedenlerle oluşan çene deformiteleri, eğer hastada fonksiyon açısından sorunlar yaratıyorsa hastanın da onayıyla tedavi edilmelidirler, estetik sorunlarda ise tedavi hastanın isteğine bağlıdır. Yukarıda bahsedilen işlemler genellikle lokal anestezi ya da bilinçli sedasyon altında veya gerek duyulduğunda genel anestezi altında yapılabilir. Genel anestezi ve sedasyon uygulamaları anesteziyoloji hekimleri tarafından yapılacağından, ilgili konularda bilgilendirme konunun uzmanı tarafından yapılacaktır.

 

Cerrahi işlem sırasında ve sonrasında oluşabilecek komplikasyonlar;

  • Ev istirahatini gerektirecek rahatsızlık hissi, ağrı ve/veya şişlik,
  • Ağız açma/kapama hareketlerinde kısıtlılık,
  • Çekim bölgesinde yüzde renk değişikliği,
  • Süresi uzayabilecek şekilde hafif/orta/ağır kanama,
  • Çekim bölgesine ait sinirlerde geçici ya da kalıcı uyuşukluk(dil, dudak, çene ucu)
  • Tat alma hissinde kayıp,
  • Çene kemiğinde çatlak ya da kırık oluşumu,
  • Komşu dişlerde bulunan restorasyonların (dolgu, kaplama) kırılması, yerinden oynaması veya çıkması, komşu dişte sallanma veya harabiyet,
  • Ağzın çok açılmasına bağlı olarak ağız köşelerinde çatlak oluşumu,
  • Üst çeneye yönelik işlemlerde sinüs ya da burun boşluğunun ağız ortamına açılması,
  • Çene ekleminde geçici ya da kalıcı rahatsızlık,
  • Çekim sonrası çene kemiklerinde düzensizlik
  • Çekim sırasında diş kökünün bir kısmının kırılarak kemik içinde kalması veya çevre dokulara kaçması
  • İşlem sonrası enfeksiyon gelişimi,

 

Yukarıda anlatılan ve hekiminiz tarafından size önerilecek tedavi seçenekleri için ayrıca hasta onam formu imzalamanız gerekmektedir.

Çene Eklemi (Temporomandibular Eklem) Rahatsızlıkları

Çene eklemi rahatsızlıklarında alt ve üst çeneler, baş ve boyunda gerilme hissi ve ağrı, kulaklarda çınlama ve/veya ağrı, baş ağrısı, eklem hareketlerinde kısıtlılık, gıdaları çiğneyememe ve çeşitli eklem sesleri gibi belirtiler olabilir. Çene kasları ve eklemlerdeki fonksiyon bozukluğu, çenelere yönelik çarpma, vurma, darbe ve kaza gibi travma yaralanmaları, eksik veya kötü dizilimli dişler, çene kapanışında(okluzyon) sorunlar, ileri düzeyde diş aşınmaları, diş sıkma ve/veya gıcırdatma, duygusal stres ve psikolojik sorunlar gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Kapsamlı tanısal değerlendirmeler için film çekimi(x ışınları), tomografi, manyetik rezonans, çalışma modelleri, periodontal muayene gibi yardımcı yöntemleri kullanarak hastanın değerlendirilmesi gerekir.  Tedavide antiinflamatuvar, kas gevşetici ve sedatif gibi çeşitli ilaçlar önerilebilir. Sürekli kullanmakta olduğunuz ilaç ve/veya genel  sağlığınız ile ilgili rahatsızlığınız varsa, hekiminizi mutlaka bilgilendiriniz. Vakanın özelliğine göre klinikte fonksiyonel manipülasyon ve/veya splint tedavisi uygulanabilir. Arzu edilen sonucu alabilmek için, hastaların splintleri veya ısırma plakları gibi araçları kullanması genellikle gerekir. Bunlar plastik maddelerden yapılır ve nadirde olsa, bu maddeler alerjiye yol açabilir. Hasta, splintini hekiminin açıkladığı tarzda, konumda ve zamanlarda kullanmalıdır. Başlangıçta splint kullanımı hastaya zor gelebilir. Splint tedavisinin düzenli kontrollerinin yapılması ve önerilere uyulması gerekir. Doğru kullanılmayan ve hekim tarafından denetlenmeyen splintler dişlerde kaymaya ve/veya ağrıya neden olabilir. Ayrıca kron, köprü, inley, onley veya hareketli protezlerin de yapılması gerekebilir. Tedavide dişleri aşındırarak, dişlerdeki aşınma odaklarının belli seviyeye getirilmesi gerekebilir ve bu tedavi dişlerde ileri, ek diş tedavilerini (diş dolguları, kanal tedavisi, sabit protezler gibi) gerektiren diş hassasiyetine neden olabilir. Başarılı ve tatminkar sonucu almak için uygulanan tedavi aşamalarında değişik derecelerde rahatsızlık ve/veya ağrı olabilir. Splintinizin temizliği için size önerilen ağız bakımını mutlaka uygulayınız. Kullanmadığınız zamanlarda içinde temiz su bulunan bir kapta bekletiniz. Splintinizin kuru kalması yapısındaki maddelerin bozulmasına yol açar. Herhangi bir tedavi sonucu, her zaman, ağrının azalmaması, çeneleri kapamada yetersizlik(malokluzyon) ve/veya sınırlı ağız açıklığı, çene eklemlerinde yıkıcı değişiklikler, alt çene hareketlerinde azalma ve eklemlerde ses gibi riskler bulunmaktadır. Tanı ve/veya tedavide protez uzmanı, ortodonti uzmanı, dişeti hastalıkları uzmanı, ağız cerrahı, endodonti uzmanı, plastik cerrah, kulak-burun-boğaz uzmanı, psikolog, psikiyatrist, fizik-tedavi uzmanı, fizyoterapist gibi uzmanlarla beraber çalışmak gerekebilir.

 

Dental İmplant Cerrahisi:

Diş eksiklikleri, çene eklemine iki taraflı olarak dengesiz kuvvet iletildiğinden, daha ileri dönemlerde eklem problemlerine yol açabilmekte ve fonksiyona girmeyen çene kemiğinin devamlı bir şekilde erimesine neden olmaktadır. İmplantlar çene kemiğine, lokal anestezi altında, steril koşullarda yerleştirilen ve diş köklerini taklit eden, saf titanyumdan üretilerek yüzey özellikleri geliştirilen metal vidalardır. Normal koşullarda vücuda yerleştirilen yabancı maddeler, vücudun bağışıklık sistemi tarafından kabul edilmemekte ve yerleştirilen maddenin etrafında yabancı cisim reaksiyonu oluşmaktadır. Titanyum vücutta yabancı cisim reaksiyonuna neden olmamaktadır. İmplantlar tek ya da iki aşamalı olarak yerleştirilmekte ve kemiğe yerleştirildikten 3-4 ay sonra etrafında yeni kemik dokusu oluşmakta ve çene kemiği ile kaynaşmaktadır. Daha sonra da önceden planlandığı şekilde üst yapısı yapılmaktadır. Bazı durumlarda, dental implant cerrahisi için var olan kemik miktarının yetersiz olması durumunda; işlem öncesinde ve işlem sırasında çene kemiğini desteklemek üzere bazı materyallerin kullanılması (greftleme, sinüs taban yükseltilmesi, iyileşmeye yardımcı membranlar) ve ek cerrahi yaklaşımlar gerekebilmektedir. Bu durumda; kemiğin fizyolojik iyileşme süresi dikkate alınarak tedavi süresinin 3-6 ay ya da daha fazla uzayabileceği bilinmelidir. Dental implant ücretleri SGK tarafından karşılanmadığından; ödemenin ilgili firmaya sizin tarafınızdan yapılması gerekmektedir. İşlem sonrası size verilecek klinik takip, kişisel bakım ve hijyen önerilerine uyulmalıdır. Sigara, alkol tüketimi gibi, genel sağlık durumu, kullanmakta olduğunuz ilaçlar; dişetlerinin ve implant çevresindeki dokuların iyileşmesini olumsuz etkileyerek, cerrahi tedavinin başarısını sınırlayabilir.

 

Dental implant cerrahisinin olası riskleri ve komplikasyonları aşağıda belirtilmiştir ancak riskler ve komplikasyonlar bu durumlarla sınırlı değildir:

  • Cerrahi sonrasında bir kaç gün ev istirahatı gerektirebilecek ağrı ve şişlik gelişebilir.
  • Ek tedavi gerektirebilecek kısa ve uzun sürede kanama gelişebilir.
  • Komşu dişlerde ve/veya diş köklerinde hasar oluşabilir.
  • Ek tedavi gerektirebilecek cerrahi sonrası enfeksiyon oluşabilir.
  • Cerrahi sırasında ağız kenarının çekiştirilmesi sonucunda geçici küçük çatlak ve ezikler oluşabilir.
  • Cerrahi sonrasındaki birkaç gün boyunca ağız açmada kısıtlılık olabilir.
  • Çene kemiği ve yumuşak dokunun duyarlılığını sağlayan sinir dallarında oluşabilecek hasara bağlı olarak ameliyat edilen bölgede gelişebilecek uyuşukluk, ağrı veya karıncalanma hissi olabilir. Bu semptomlar günler içerisinde geçebildiği gibi daha uzun sürebilir veya kalıcı olabilir.
  • Ek tedavi gerektiren sinüs açılımı olması halinde sinüzit bulguları gelişebilir ve ek tedavi gerektirebilir. Dolayısıyla iyileşme süreci uzayabilir.
  • Ameliyat sırasında implantın yerleştirildiği kemiğin yetersiz olduğu durumlarda kemikte ince çatlak veya kırıklar oluşabilir.
  • Zaman içerisinde implant çevresinde kemik kaybı oluşabilir.
  • Bazı durumlarda plak, vida gibi sabitleyici araçlar kullanılabilir. Bu durumlarda plak ya da vidaları çıkartmak için ek bir cerrahi işlem gerekebilir.
  • İmplantın çene kemiği ile biyolojik uyumunda ortaya çıkan herhangi bir soruna bağlı olarak implant reddedilebilir.
  • En uygun tedavi çabasında rağmen başarısızlık, geri dönüş, tekrar tedavinin söz konusu olabileceği unutulmamalıdır.